Geri bildirim alabilmek

İş yapış şekilerimizde, ilişkilerimizi yönetebilmek için kullandığımız dilde ve iletişim kanallarımızda, yöntemlerimizde, kısacası yaşam biçimlerimizin bir çok alanında sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelişime dair ivme kazandırmamız için bazı düşünce ve davranışlarımızda iyileşmesi gereken alanlarımız olabilir. Bu alanlar herkese göre değişilik göstrebilir, herkesin gelişim ihtiyacının seviyesi de farklı olabilir. Bunun için de bu alanlar konusunda dışarıdan geri bildirimler bize her zaman rehberlik eder.

Zaman zaman dışardan bir geri bildirim almak, bir alanda gelişim göstermek gerektiğini duymak ve bunu kabul edip eyleme geçmek bazen zor veya ağır gelebilir.

“Ancak,

 sağlıklı geri bildirim alabilmek

bizim karşımızdakini

‘dinleme biçimimizle’

doğrudan ilgilidir.“

Geribildirim veren kişiyi savunmaya geçmeden, gardımızı almadan, haklı çıkma telaşından uzak, cevap vermek üzerine değil, farkındalıklı bir şekilde, öğrenebileceklerimize odakla aktif dinleyebilen olmak hayatımızda büyük bir etki yaratabilir.

  • Peki neden geri bildirim almaktan hoşlanmayız?
  • Aldığımız geri bildirimleri gelişme, güçlenme fırsatı olarak görebiliyor muyuz?
  • Yoksa daha dinlerken bile gardımızı alıp söylenenlere nasıl argüman üreteceğimizi mi düşünüyoruz?
  • Aslında bizi rahatsız eden şey, bir ‘eksiğimizin’ bulunması ve bununla dışarıya karşı yetersiz ve kötü görünme telaşı, endişesi mi?

Belkide geri bildirim almakla eleştiri almayı kavramsal olarak karıştırıyor olabiliriz;  çünkü bizim inançlarımızda, geri bildirim adı altında yapılan iletişimin detayında, amacın kök sebebi olarak kişiyi yanlışlama, hatta yargılama, eleştirme, seçimlerine müdahele etme niyeti olduğu yatıyor olabilir. Üstelik bazısı yapıcı bir üslup barındırmıyor da olabilir. Elbette bazen niyetler pek iyi de olmayabilir; can yakmak, açık aramak, üstünlük kurmak vs.gibi. Ama bu zaten geri bildirim değildir.

“Geribildirim;

geriye dönük bir performansa dair

bilgi akışıdır.”

İşte tam da bu kavram karmaşası yüzünden de geri bildirimler aldığımızda onunla ne yapacağımızı pek bilemeyiz.

Sürekli yaşamımıza müdahale edildiğini, sınırlarımızın ihlal edildiğini, seçimlerimize saygı duyulmadığını, yargılandığımızı, hatta haksızlığa uğradığımızı düşünür, zihnimize bunu kaydederiz ve her kim geri bildirimde bulunursa eleştrildiğimizle tetiklenerek her daim omuzlarımız gardını almış olarak yaşarız ve buradan tepki veririz. Herhangi bir konuda birisinin fikrini dinlediğimizde bile bunun bize yapılan bir eleştri olduğunu varsayarak kendimizi yetersiz hisseder ve geri bildirimi daha almadan reddeden bir koşullanma oluştururuz.

Geri bildirim almak kadar bunu kendi inisiyatifiyle isteme cesareti gösterebilmek de önemli ki bunu yapabilen kişi sayısı oldukça az. Cesaret dememin sebebi, geri bildirimi yine eleştiri algısı ile duymamızdan dolayıdır.

Aslında bu insanı çok güçlendiren, dışardan nasıl göründüğüne dair kişiye kılavuzluk eden çok büyük bir gelişim kaynağıdır. Ama gerçekten samimi bulduğun, düşünceleri ve değerleri seninle örtüşen biri tarafından yapıldığında belki biraz daha anlamlı- olabilir. Geri bildirim veren kişinin kendi yaşamında ne kadar samimi olduğu da elbette oldukça önemli olabilir.

“Geri bildirim,

olumlu ya da olumsuz olabilir

ama

‘yapıcı’ olmalı ve öneriler barındırmalıdır.”

Hiç birimiz kusursuz olmak zorunda değiliz, her ne konuda uzman bile olsak hata yapma hakkımız da her zaman vardır. Üstelik bizden bir konuyu daha iyi bilen birileri de her daim olabilir. Birileri bize mevcut durumumuzun daha üst bir versiyonuna ulaşabilmemiz için geri bildirimde de bulunabilir.

  • Öz benliğinde geri bildirim almaya dair kendinle ilgili şüphe duyduğun bir deneyimin var mı?
  • Örneğin kimse sana ne yapmanın daha uygun olacağını söyleyemez mi?
  • Bu seni rahatsız mı ediyor?
  • Geri bildirimin konusu mu yoksa onu veren mi seni rahatsız ediyor, düşündün mü?
  • Bu senin o kişiye ya da konuya dair yargılarınla, inançlarınla ilgili olabilir mi?
  • Geri bildirim aldığında konuya spesifik bakabiliyor musun, yoksa geçmiş tecrübelerin an’da dinlemenin önüne mi geçiyor?
  • Örneğin bir çok kişiden aynı şeyleri duyduğunda ilk yaptığın kimse beni anlamıyor yorumu mu oluyor ya da yoksa herkesi mi yanlışlıyor musun?
  • Ya da çok hoşlanmadığın, fikrini benimsemediğin biri sana geri bildirimde bulunduğunda öfkeleniyor musun?

Fark et!

“Geribildirim,

bir bilgi girişine karşılık

desteklemek için gelen çıktıdır.”

Sonuçta üslup elbette önemli ama her daim geri bildirim aldığında, yani dışardan bir etki geldiğinde, ona dair verdiğin tepkilerin karşı tarafla bir ilgisi yoktur, bu tamamen senin o kişi ya da konunun sendeki paradigması ile ilgilidir, bunu fark et! Bunu kendi niyetlerinden, dinleme biçiminden, yargın var mı yok mu oradan çıkarabilirsin.

  • Bütün bunlar sana şimdi neleri çağrıştırıyor?

Genelde bir çok insan eleştriye çok açığım der ama özünde maalesef öyle değildir. Kişi yaralanır, savunmaya geçer, bahanelerini peş peşe sıralar, hep bir haklılığı ve makuliyeti vardır. Oysa insanız her şeyi her daim her ortamda en iyi yapamayabiliriz ya da kendimize iyi gelen başkasının beklentisinde geride kalmış olabilir. Kimseyi de sürekli memnun etmek durumunda değiliz.

Ama sağlıklı bir iletişim ve gelişim için yaşam çemberimizde dokunduğumuz, iletişimde olduğumuz kişileri en azından duymak, anlamak bizi çok esnek biri haline getirir, güçlendirir. Çünkü mükemmel bir şey yoktur, herkesin hata yapma özgürlüğü de vardır, önemli olan seçimlerimizin farkında olarak yaşamaktır. Ama hatalarımızın söylenmediği, gelişim alanlarımızı dinlemeye tahamül edemediğimiz bir sistemde kör noktalarımız artar, buradan da gelişen biri çıkmaz. 

“Esnekliğini kaybeden kişinin yaşamı,

köşeli ve sınırlı olur,

bu da gönül kırılmalarını arttırır.”

Olması gereken, her yaptığımız şeye bir performans olarak bakabilme esnekliğinde olmak ve performansların toplamında da öğrenmiş, gelişim göstermiş ve buradan güçlenmiş olarak çıktığımızı kabul etmek, bizi  başarıya ve tatmin olunmuş bir yaşama  götürecektir.

“Performansına dair geri bildirim aldığında

bir sonraki performansa daha güçlü başlayacağını

fark edebilir misin?”

  • Bunu herhangi bir alanda denemek sana nasıl geliyor?

Herhangi bir konuda performansının değerlendirildiği bir ortamda bir çok duyguyu aynı anda yaşayabilirsin. Stress, öfke, yetersizlik, korku hatta utanç gibi hislerin kendisinigöstermesi çok doğal önce bunu kucaklamakla başla. Böyle hissettiğin zamanlarda emin ol ki zihnin bu düşünceleri sana pazarlamaya devam edecek ve geçmiş tecrübelerinden sana filmler izletecek ve performansını mutlaka etkileyecek bir takım tepkiler vermene sebep olabilecektir.

Sadece o ana odaklanmaya çalış, ‘geçmiş tecrübeler yaşandı ve gerekli dersler alındı, bitti, her seferinde öyle olmak zorunda değil ve bunun gücü, iradesi bende’ diye düşünebilir misin?

Önce, böyle ortamlardayken bedenini, zihnini derin bir nefesle esnetebilirsin. Zihninin sana pazarlamaya çalıştığı düşüncelerini bırakmaya çalış, geçmişteki perofrmansında her ne olduysa oldu, bu yeni bir fırsat, unutma, her an yeniden başlayabilirsin.  Bilincine yani geçmişteki tecrübelerden özgür, şimdi’ye nefesle gelmeyi dene ve şimdi’de kalmaya çalışabilir misin?

Sonra, karşındakine ne cevap vereceğine değil, odağını karşındakini aktif  dinlemeye ve duymaya verebilir misin? İyi anlarsan, doğru da tepki verebilirsin. Duygularının da bir yere gitmesine gerek yok; heyecan duyabilirsin, onları fark et ama seni ele geçirmesine izin vermemeye çalış. Önce sen kendine ‘endişeye gerek yok, ne olabilir ki diye sor’ ve rahatlamaya çalış.

  • Verilen geri bildirimi samimi ve yapıcı buluyorsan, haklılık payı da olabilir diyorsan, duyduğunu gelişimine katkı olarak düşünerek karşındaki ile iletişimde kalabilmeye dair bir fırsat, bir iletişim kanalı olarak görmeye çalış.
  • Sonra samimice bu geri bildirimde bir haklılık payı olabileceğini söyleyebilirsin, çünkü bu konu senin kendine dair kör noktan olabilir, dışarıdan nasıl göründüğünü fark etmemiş olabilirsin.
  • Gerçekten hangi alan sana güç verdi, bakabilirsin samimice kendi düşünce ve davranış biçimine. Belki de gerçekten senin için çok önemli bir geri bildirim olabilir.
  • Eğer aldığın geri bildirimin uygunluğundan, doğruluğundan ya da samimiyetinden, yapıcılığından emin değilsen karşı tarafa niyetini sormayı dene.

“Söylediğini duydum ama tam olarak netleşmeye ihtiyacım var sanırım, biraz daha açabilir miyiz, örnekle somutlaştırabilir miyiz?” diyebilirsin.

“Bunun üzerine biraz düşünmeye, fark etmeye ve değerlendirmeye ihtiyacım var sanırım” diyebilirsin.

“Aslında söylediklerin benim de bir süredir kendimde fark ettiğim, üzerine çalıştığım şeyler, geliştirmeyi ben de çok isterim. Bunun üzerinde biraz daha çalışabilirim varsa fikirlerini benimle paylaşabilir misin?” de diyebilirsin.

“Geribildirim alan kişinin

kendisini ifade etmesine de fırsat verilmeli,

gelişim için beraber bir yol haritası çizilmelidir.”

Eleştriye açık olmak, geri bildirim almakta en önemli şey özgür bir zihne sahip olabilmektir. Yani özgür zihin için geçmişte öğrendiğin yargılardan arınmak, olay spesifik odaklanmak ve değerlendirmeyi başarabilmek gerek.

Bunun için de kendini iyi tanımak güçlü ve gelişime açık özelliklerini, düşünce biçiminin yatkınlığını, bunları nereden öğrendiğine dair de bol bol sorgulamak gerekir. Kendini tanıyan kişi, aldığı geri bildirimin gelişimi için önemini, doğruluğunun üzerine de samimiyetle düşünendir. Hatasız olduğunu düşünmez ama rahatsız olduğu alanlarla rahatlıkla yüzleşir ve üzerine çalışır.

Unutmayalım; hiç birimiz kusursuz değiliz, yaşam bir öğrenme ve bu öğrendiği bilgiyi yaşamda deneyimleme yeridir, mükemmeli arama yeri değildir. Sonra mükemmel kavramı nedir ki? Gelişim sonsuza kadar sürebilir, eğer istersek!

Hayat her an ve çok hızlı değişiyor. Sağlıklı ilişkiler kurabilmek için, hedeflerimize, düşlerimize ulaşabilmek için hayatla ve tüm canlılarla da uyum için de yaşamak durumundayız. Ve bunun için de tek bir doğrunun peşinde koşmak büyük bir yanılsama ve direnç olacaktır.

Aldığın her geri bildirimi de yaşamında benimsemek durumunda değilsin ama doğruluk payı var mı diye üzerine düşünmek de sana bir şey kaybettirmez. Düşündürüyorsa emin ol konu geri bildirim değildir orada başka bir kök sebep vardır. En önemlisi sana iyi hissettirmeyen hiç bir davranışı da üzerine yük edip taşımak zorunda da değilsin. İyi gelmeyen şeyler sezgilerin aracılığıyla sana kendini hissettirdiğinde onlarla vedaşabilirsin. Bu her daim mümkün ve sonra yeniden seçer ve seçtiğini yeninden yaşayabilirsin!

  • Peki şimdi sen geri bildirim alıp vermek konusunda kendine dair neleri keşfettin?
  • Nerelerde gelişim ihtiyacın olduğunu fark ettin?
  • Genel de tepkiyi anında mı verirsin, yoksa detayına dair sorgular mısın?
  • Tüm ilişkilerine baktığında en çok hangi alanlarda güçlenmeye ihtiyacın olduğunu samimiyetle keşfetmeye var mısın?

Kendini geliştirmen ve güçlendirmen konusunda yaşamdaki duruşunu ve değerlerini önemsediğin kişilerden aldığın geri bildirimin seni kendine şefkatten ve kabulden uzaklaştırmaması gerekli. Sana yargılanmış hissettiriyorsa bir daha başa dönüp sorgulaman bu kök sebebi bulman gerekir.  Burası senin kör noktandır. Bunun için de gerçekten kendinle tanışman, kim olduğunu, kim olmak istediğini, sınırlarını, öz değerlerini, inançlarını nereden öğrendiğini keşfetmen ve en önemlisi düşlerine yolculuk etmen çok önemlidir.

Sağlıcakla

Aynur Görmüş

www.duslemeatolyesi.com

Koçluk Merkezi ICF’in en üst Program onayı olan ACTP (AccreditedCoaching Training Program)  program sağlayıcısıdır.

Bize Ulaşın