Bu devam yazısında örgütsel stresin işletme temelli sebepleri incelenecektir.
İşletme temelli sebepler
Kurumsal değerlendirmeden kaynaklanan sebepler
Kurumsal işlemler sonucunda çalışanların en kolay ve en uzun süreli olarak stres yaşadıkları konuların başında yöneticilerin çalışanların performanslarına dair yapmış oldukları değerlendirmeler ve bu değerlendirmeler sonucunda verilen terfi kararları gelmektedir. Bu kararların ne denli hakkaniyet duygusu içerisinde olduğu, ikili ilişkilerin bu kararların alınmasında ne gibi katkısı olduğu ve bu kararların örgüt içi görev dağılımını ne yönde etkileyeceğine dair sorular çalışanların kafasında dolaştıkça yaşanacak stres dahilinde ortaya çıkacak muhtemel bir güvensizlik hissiyatı çalışanların performanslarını doğrudan etkileyecektir.
Görevlerin belirlenmemesinden kaynaklanan sebepler
Çoğunlukla çalışanların belirli bir unvanı ve sahip oldukları konum söz konusu olsa da kendisinin görev alanını belirleyen sınırlar bazen belirsizleşebilmekte ve bu belirsizlik dahilinde çalışanların verimlerinin düştüğü görülmektedir. Bu konudaki en büyük sorun, görev tanımı belli olan bir çalışanın, görev alanı dışındaki bir işi ya da iş arkadaşının çeşitli bahanelerle yapmaktan kaçtığı işi yapmak zorunda bırakılmasıdır. Kendisinin görevi olmayan bir işi yapmak adına çalışan üzerinde kurulacak olan baskı, stres durumunu tetikleyerek verimliliği düşürdüğü gibi işe ve örgüte dair çalışanın bağlılığını da olumsuz yönde etkileyecektir.
Hiyerarşik sebepler
Tıpkı görev tanımlaması sorunlarında yaşandığı gibi örgüt içi hiyerarşisinde de söz konusu olan belirsizlikler, çalışanların performans düzeylerini olumsuz yönde etkilemektedir. Buna göre, örgütün tabanında yukarıya doğru gidildikçe, örgüt içerisindeki bir üst yetkilinin bir altındaki görevliye karşı olan tutum ve davranışları olumsuz yönde seyretmesi örgüt içi stres adına uygun bir zemin yaratılmış olacaktır. Üst bir yetkilinin kendisinden daha alt kademelerdeki çalışanlara iş ile alakalı ya da iş dışındaki bir konuda uygulayacağı muhtemel baskı ya da konumunun verdiği üstünlük duygusu ile hissettireceği olumsuz duygular stresli bir çalışma ortamını yaratacaktır.
Rekabete dayalı sebepler
Normal bir süreçte rekabet hem pazarda şirketler arasında, hem de örgüt içerisinde çalışanlar arasında son derece olumlu sonuçlar doğurabilmektedir. Buradaki kilit nokta, rekabet konusunda şartların doğru şekilde belirlenmesi ve belirli çerçeve içerisinde yaşanmasıdır. Ancak kimi zamanlarda örgüt içerisindeki rekabetin seviyesinin ayarlanabilmesi hususunda çeşitli sorunlar ortaya çıkmakta ve böylelikle de çalışanların birbirleri ile rekabet ederek kurumsal performansa olumlu katkı sağlamaları yerine, birbirleri ile anlamsız ve yıpratıcı bir çekişme içerisine girerek hem bireysel, hem de kurumsal performansı düşürmeleri söz konusu olmaktadır. Bu durum, beklenmedik bir şekilde örgütsel stresi tüm boyutları ile çalışanlara hissettirmektedir.
Monotonluk ve rutinleşmeden kaynaklanan sebepler
Çoğunlukla iş temposu aynı derecede çok düşük ya da aynı derecede çok yüksek olan kurumlarda görülen sıradanlık, ilk başlarda çalışanlar için bir sıkılganlık duygusu yaratmaktadır. Durumun değişmemesi ile çalışanlar için bıkkınlık ve sorgulama düzeyine geçilmektedir. Son aşamada ise bir stres ortamı kendisini göstermektedir. Sürekli olarak aynı iş yerine gelip aynı işleri aynı düzeyde yapmak çalışanların performanslarını gözle görülür şekilde düşüreceği gibi aynı zamanda bu aktiviteler bireyi kendi kendisine bir stres ortamına sürüklemesine de imkan tanıyacaktır.
Görüldüğü gibi örgütsel stresin sebepleri kişi kaynaklı olabileceği gibi işletme temelli de olabilmektedir. Kurumların bütün bunları göz önünde bulundurarak strateji belirlemeleri oldukça önemlidir. Koçluk hizmeti alarak işleri hızlandırmak ve gözden kaçan kısımları belirlemek mümkündür.