Nöropazarlama Uygulamaları ve Kullanım Alanları

Lee vd. (2007), geçen birkaç yıl içinde, sinirbilimcilerin frekans, zaman ve bu faaliyetlerin gerçekleştiği yer ile ilgili beyin faaliyetlerini doğrudan inceleme kapasitelerinin fazlasıyla geliştiğini belirtmiştir. Psikologlar ve psikiyatristler, insan beynini, bireylerin duygularını ve anlayışlarını daha iyi anlamak için yeni teknolojiyi farklı şekillerde uyguladılar. Geçen zaman dilimi içerisinde, özellikle pazarlama uzmanları bu tür teknolojilerin potansiyelini fark etti ve sinirbilimcilerle ortaklaşa çalışmalar yürütmek kaydıyla nöropazarlama uygulamalarını yarattılar.

Sar (2009), pazarlama uzmanlarının, satmak istediği ürünler ya da hizmetler ile tüketicilerin istek ve ihtiyaçları arasındaki pazarlama dengeleri göz önüne alındığında, tüketicileri tanımalarının ve onların yaklaşımlarını anlamalarının büyük önem taşıdığını belirtmektedir (Krajnovic, Sikiric ve Jasic, 2012, s. 1149).

Nöropazarlama uygulamalarında, bireyin memnun olduğu, sevdiği, değer verdiği; kokusuna, şekline, tadına vb. niteliklerine sevgi beslediği ürünlerin ya da genel olarak memnun olduğu hizmetlerin, tüketiciye tek bir soru dahi sormadan öğrenilmesi mümkün hale gelmektedir.

Bilinç dahilinde ya da bilinç dışı olarak gerçekleşene eylemlerin detaylı olarak tespitleri neticesinde, nöropazarlama ile birlikte bireylerin anlık olarak vermiş oldukları, hatta belki de vermelri muhtemel olan tepkilerin de öğrenilmesi şansı ortaya çıkmaktadır (Girişken, 2015, s. 10).

Nöropazarlama uygulamalarının üzerine en çok odaklanmış olduğu konu, tüketicilerin irrasyonel olan tercihleridir. Bu tercihler sürecinde, özellikle de tüketicilerin beş duyu organlarıyla birlikte vermiş oldukları tepkilerinin ne şekilde ortaya çıktığı incelenmektedir. Nöropazarlama uygulamalarında, birbirinden farklı disiplinler olan psikoloji, sosyoloji, pazarlama ve nörolojiyi bir araya getirilmekte ve tüketicilerin reflekslerinin geniş ölçekli bir şekilde ele alınmasına çalışılmaktadır. Nöroloji, bu sürecin içerisinde ilk sırada bulunan bilimsel araştırma yöntemi olarak dikkati çekmektedir (Yücel ve Çubuk, 2013, s. 173-174).

Hedefleri açısından bakıldığı süre zarfında, nöropazarlama uygulamalarında, spesifik olarak, tüketicilerin zihninde yer alan ve satın alma dürtüsü yaratan mekanizmayı keşfetme arzusu dikkati çekmektedir. Her ne kadar satın alma bireyin kendi kararı olarak görülse de zihnin bu konudaki bazı spesifik tepkileri ve refleksleri pazarlama süreçleri açısından son derece belirleyici ve yönlendirici olabilmektedir.

Bu nedenledir ki nöropazarlama uygulamaları, uzun vadede olsa dahi, mutlak olarak hedefe ulaşmayı ve böylelikle de tüketicilerin zihnindeki detayları pratiğe aktarabilmeyi hedeflemektedir (Çubuk, 2012, s. 83).

Ariely ve Berns (2010), beyin tarama tekniklerinin, bireyin temel tercihleri hakkında, standart pazar araştırması tarafından toplanan verilerden daha doğru olan göstergeler sağlayabileceğini varsaymaktadır. Çünkü bu veriler, değerlere karşı olan öznel yaklaşımlar nedeniyle önyargıya maruz kalmaktadır.

pazarlama

Nöropazarlama ile birlikte, ürünlerin konseptlerinin ve prototiplerinin hızlı bir şekilde test edilebileceği ve ümit vaat etmeyen ürünlerin ortadan kaldırılabileceği düşüncesi hakimdir. Bu, yalnızca ümit vaat eden ürünler için kullanılabilecek kaynakların daha verimli bir şekilde tahsis edilmesine yol açacaktır (Krajnovic, Sikiric ve Jasic, 2012, s. 1149-1150).

Öte yandan, nöropazarlamanın kullanım alanlarını aşağıdaki şekilde değerlendirmek mümkündür:

Reklam Verimliliği: Nöropazarlama teknikleri ile gerçekleştirilen reklam analizlerinin gözden geçirilmesinin konunun daha iyi anlaşılmasına vesile olacağı öngörülmektedir. Bu alanda yapılan araştırmalar, pazarlama ekibine reklam projesi kapsamında daha yeni bir şey bulma ve kreatif çabalarına yenilerini ekleme imkânı sunmaktadır (Fugate, 2007, s. 3).

Marka Sadakati: Nöropazarlama araştırmalarında, marka deneyimine yönelik araştırmalar markaya özel olarak şekillendirilir. Genel olarak logo, sloganlar, ürün-marka ilişkileri, farklı mecralardaki etkiler üzerine bellek ve güdüleme etkileri incelense de markaların ihtiyacı olan cevaplara göre özel incelemeler de yapılabilmektedir (Erdemir ve Yavuz, 2016, s. 121).

Müşteri Tatmini: Nöropazarlama sayesinde deneklerin ne hissettikleri değerlendirilirken beyin analiz verileri ile beyinde sadakat hissi uyandıran mekanizmaların hangi bölgelerde meydana geldiği ve bunları harekete geçiren uyaranların neler olduğu sayısal verilerle ortaya konabilmektedir. Yürütülen nöropazarlama çalışmaları, marka sadakatinin gerçekleşip gerçekleşmediğini deneklerin sözel ifadeleri doğrultusunda öğrenmenin zayıf bir ihtimal olduğunu ortaya koymuştur (McClure vd., 2004, s. 382).

Logo: Nöropazarlama bu yolla, çeşitli marka analizleri ile logo veya sloganın ürünle birebir özdeşleştiği, sadece logo veya sloganın gösterilmesi ile ürünü kullanma hayali arasında bağlantı kurulmasını amaçlamaktadır. Bu sayede markanın kişi üzerinde uyandırdığı duygular ile tüketiciler arasında bağlantıyı kurabilmek ve verilmek istenen pazarlama mesajlarının iletilip iletilmediğine dair yorumlar getirilebilmeye olanak tanımaktadır (Akın ve Sütütemiz, 2014, s. 33).

Ürün Tasarımı: Nöropazarlama bu alanda, ürün tasarımı ve ambalajlama kararlarının verilmesi, ürün yerleştirmenin etkinliğinin sağlanması, tüketicilerin ürün ve marka seçimlerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi gibi konularla ilgilenmektedir (Aytekin ve Kahraman, 2014, s. 50).

• Fiyatlandırma: Nöropazarlamanın kullanım alanlarından bir diğeri olan fiyatlandırma ve satış alanında, tüketicilerin fiyat algısı ve kalite ile fiyat arasındaki ilişkinin ortaya konması, satış görüşmelerinin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi ve satış verimliliğinin arttırılması çabaları yer almaktadır (Aytekin ve Kahraman, 2014, s. 50).

Nöropazarlamanın kullanım alanları aslında onun etki alanları olarak da görülebilecektir. Buna göre işletmeler, nöropazarlama tekniklerini kullanmayı bir hedef olarak belirlemeleri ile birlikte bu uygulamaların, pazarlamanın temel unsurları üzerinde doğrudan etkilerinin bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu etkiler, işletmelerin pazarlama konusundaki hedeflerini ortaya koymakla birlikte aynı zamanda, tüketiciler nezdinde nasıl bir etki yaratılmaya çalışıldığı konusunda çeşitli fikirler de vermektedir.

Başka bir açıdan değerlendirildiğinde, nöropazarlamanın, ticari açıdan üzerine odaklandığı bazı hususları aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür (Özdoğan, Tolon ve Eser, s. 61):

•TV’nin, hangi unsurları, markalar adına daha çok hatırlanabilir ya da daha pozitif yönlü duygu yaratacak hale getirdiği önemlidir.

•İzlenen reklamlardaki bilginin ne ölçüde duygusal ya da analitik olarak algılandığı tüketicileri etkilemektedir.

•Reklam araçları içerisinde en az ve en çok dikkati çeken unsurlar reklamı anlamlı hale getirmektedir.

•Tanıtımlardaki müziğin tanıtımların mesaja neler kattığı ya da neler eksilttiği konusu can alıcı bir noktadadır.

•Yeni bir ürünün farklı özelliklerini incelenirken tüketicilerin zihninde oluşan imgeler, geleceğe dair satın alma kararları hususunda belirleyicidir.

•Belirli bir hedef kitleye uygun olan görsel mesajların ya da işitsel mesajların mı daha etkili olabileceği konusu fark yaratmaktadır.

• Yeni bir ürün için en başarılı olacak renk, logo ya da konunun seçimi konusundaki hassasiyet de önem arz etmektedir.

Söz konusu spesifik hususlar, işletmelerin, tüketicilere dair elde etme çabasında olduğu bilgilerin, nöropazarlama ile nasıl elde edilebileceği konusunda bir fikir de vermektedir. Görsellik, duygusal unsurlar vb. konular, işletmelerin, nöropazarlama konusunda dikkat etmeleri gereken hususları ön plana çıkarmaktadır.

Nöropazarlamanın Pazarlama Süreçlerine Olan Katkıları

Derinlemesine bilgi sunması açısından pazarlama süreçlerinde önemli ve yararlı bir etkisi bulunan nöropazarlama, üreticilere, kesin sonuçlar vermesi yönü ile ele alınmaktadır ve bu durum, nöropazarlamanın artık önemli pazarlama aracı tercihi haline gelmesine yardımcı olmaktadır. Derinlemesine olarak elde edilen bilgilerin, sadece üreticiler için değil, aynı zamanda tüketiciler için de önem arz ettiği düşünülen bu süreçte, nöropazarlama ile birlikte tüketicilere, çok daha nitelikli ve tam da onların beklentilerine uygun ürün ve hizmetlerin sunulması mümkün hale gelmektedir (Solmaz, 2014, s. 46).

Nöropazarlama, genel pazarlama uygulamaları içerisinde, gerçeklik boyutu en yüksek olanıdır. Gerçeklik, pazarlama açısından tüketicilere, piyasaya ve genel olarak pazarın beklentilerine dair tüm unsurların detaylı olarak değerlendirilmesi anlamını taşımaktadır.

Her ne kadar pazarlama süreçleri açısından işletmeler çok sayıda araştırma ve çalışma yapsalar da onları detaylı olarak bilgilendirmek adına yeterli nitelikte uygulamanın bulunmadığı görülmüştür. Özellikle de uzun yıllar boyunca pazarlama süreçlerine dair, tahmine dayalı araştırmalar, pazarlama hedeflerinin beklenen sonuçlara erişmesini engellemiştir. Nöropazarlama, bu noktada, daha gerçekçi bir yapı ortaya koymaktadır (Ural, 2008, s. 426).

Gerçekçilik olgusuna paralel olarak nöropazarlama ile birlikte üreticilerin pazarlama süreçlerinde elde etmiş oldukları önemli bir fırsat, tüketicilerin bir ürün ya da hizmeti satın alma konusundaki eğilimlerinin geçici bir heves mi yoksa kalıcı bir karar olduğunu anlayabilmektir. Bu noktadaki süre belirleme becerisi, işletmelerin, bir sonraki adım için ne yapmaları gerektiği konusunda net bir fikir vermektedir.

Söz konuşu fikir ile birlikte işletmeler, tüketicilere yönelik olarak uyguladıkları, uygulayacakları ya da uygulamayı planladıkları pazarlama faaliyetlerinin çerçevesinden ziyade sürdürülebilirlik durumu ele almaktadırlar. Tüketiciler, nöropazarlama teknikleri ile birlikte işletmelerin pazarlama süreçlerine dair zaman algılamalarını da yönlendirmektedirler (Yamamoto ve Şekeroğlu, 2014, s. 107).

Pazarlama süreçlerinde tüketicilerin çıkarlarının daha fazla göz önünde bulundurulması adına da nöropazarlamanın önemli bir katkısının bulunduğunu söylemek gerekmektedir. Çünkü pazarlamaya dair bilgi derinliği tüketicilerin beklentilerinin karşılanması sureti ile onların manevi bir haz yaşamaları adına da önemli bir fırsat yaratmaktadır.

Bu şekilde, tüketicilerinin beklentilerini, isteklerini, eleştirilerini, fikirlerini vb. etkileşim unsurlarını detaylı olarak bilgi şeklinde depolayan ve buna göre bir yol haritası belirleyen işletmeler, tüketicileri ile aralarındaki bağı kuvvetlendirme şansına sahiptirler (Lee, Amanda ve Chamberlain, 2007, s. 202). Bir başka deyişle, nöropazarlama faaliyeti ile elde edilen bilgiler, işletmelerin olduğu kadar tüketicilerin faydasına da odaklanmaktadır ve bu faydanın içerisinde, tüketicilerin, tüketim süreçlerinden mutluluk duymasına yönelik bir eğilimin de bulunduğu fark edilmektedir.

Nöropazarlama ile birlikte pazarlamada, istek, beklenti vb. duyguların ve düşüncelerin yerini artık beyin içerisinde tespit edilen gizli eğilimler almıştır. Bu tür bir unsur, geniş çevrelerce eleştirilse de işletmelerin tüketicilere net bir şekilde ulaşabilmeleri adına son derece yararlı ve etkili olmaktadır.

Tüketicilerin beyin fonksiyonlarına dair bilgi toplayabilmek, geçmiş yıllarda üreticiler açısından ciddi ölçekli bir sorun olarak karşılanmıştır. Fakat nöropazarlama, beyin fonksiyonlarına dayalı, geniş çaplı ve içeriği sınırsız bir şekilde belirlenebilen bir pazarlama imkânı sunarak, pazarlama faaliyetlerinin zaman ve mekân açısından kısıtlılığını ortadan kaldırmaktadır (Çakaröz, 2018, s. 38).

Pazarlama süreçlerinde, nöropazarlamanın önemli etki yarattığı hususlardan bir başkası da tüketicilerin, dönemsel olarak değişen görüşlerinin takibinin sağlanmasına olan katkısıdır. Bu şekilde nöropazarlama, tüketicilerin zihinlerinde, dönemsel şartlara dair değişen hususları takip ederek, onların satın alma tercihlerine dair önceden ve işe yarar şekildeki pazarlama önlemleri almalarını sağlar.

Bu önlemler, tüketicilerin pazarlama konusundaki beklentilerinin anlaşılması adına, üreticiler için bir uyarıcı görevi görmektedir. Söz konusu uyarıcı, üreticilerin nöropazarlama konusunda ortaya koymuş olduğu yönlendirmelerin nitelikli hale gelmesini, bu nitelikli durum ile birlikte de üretim kadar pazarlamanın da hedeflerinin anlık olarak değişiminin kolaylaştırılmasını sağlamaktadır (Babuş, 2019, s. 39-40).

Nöropazarlamanın Dezavantajları

Nöropazarlamanın işletmeler açısından sağladığı faydalar geniş çaplı olarak ele alınabileceği gibi bu tür bir pazarlama yönteminin kullanımında yaşanabilecek olan sorunlar da göz önünde bulundurulmak zorundadır. Buna göre işletmelerin, nöropazarlama faaliyetlerini kullanırken elde ettikleri bilgileri sadece üretim, pazarlama ve satış süreçleri için kullanmamaları; bunun ötesinde, bireylerin yaşam tercihlerine dair detayları elde etmek adına kullanmaları, sadece etik açıdan değil, aynı zamanda, hukuki anlamda da sorunlar yaratabilecektir.

Bunun da ötesinde, elde edilen bilgilerin yeterli olarak görülmeyip, tüketiciler hakkında daha detaylı bilgi elde edilmesine yönelik olarak ortaya çıkabilecek olan eylemler, karmaşık pazarlama süreçlerinin yaratılmasına da sebebiyet verebilecektir (Ceylan ve Akıllıbaş, 2019, s. 46-47).

Her ne kadar detaylı bilgiler ortaya çıkarma konusunda son derece yüksek bir potansiyele sahip olsa da nöropazarlamanın, elde edilen bilgilerin anlamlı bir pazarlama algısına dair bilgiler elde edilmesi konusunda, çok sayıda bilgi ve veriyi ortaya çıkarması, işletmeler açısından son derece karmaşık ve zorlu bir süreci yaratması söz konusudur.

Bir başka deyişle işletmeler, elde ettikleri bilgi ve veriyi işletmekte, bunları anlamlı bir çıktı haline getirmekte zorlanabilirler. Bu zorluğun ortadan kaldırılması adına daha nitelikli ve daha profesyonel bir pazarlama departmanının oluşturulması gerekmektedir ki bu durum, işletmeler açısından, fazladan bir maliyet ortaya çıkarması vesilesi ile reddedilebilecektir (Solmaz, 2014, s. 47).

Öte yandan, nöropazarlama süreçlerinde, çoğunlukla biyolojik verilerin elde edilmesi, işletmelerin pazarlama departmanları için ayrı bir sorundur. Elde edilen bilgi ve verilerin, çoğunlukla bireylerin biyolojik yapılarına dair bilgiler vermesi, bunların birer pazarlama verisine dönüştürülmesini zorlu hale getirmektedir.

Her ne kadar işletmeler açısından nöropazarlamanın ortaya çıkardığı, çok sayıda detaylı ve geniş ölçekli bilgi ve veriler olsa da bunların anlamlı hale getirilmesi son derece zorludur. Bu nedenledir ki birçok işletme, halen klasik pazarlama yöntemlerini kullanma konusunda ısrarcı olmakta ve bu şekilde de nöropazarlama süreçlerinden uzak durmaya çabalamaktadırlar (Turner, 2013, s. 64).

Genel olarak bakıldığında, nöropazarlamanın dezavantajlarını aşağıdaki unsurlar dahilinde değerlendirmek mümkündür (Fugate, 2007, s. 386; Ural, 2008, s. 428-429; Ustaahmetoğlu, 2015, s. 162-163; Varan vd., 2015, s. 178):

•Yoğun olarak bireylerin kişiliklerine dair bilgiler elde edilmektedir ve bu bilgilerin ayrıştırılması zor olmaktadır.

•Ürün-tüketici dengesinin kurulması, kişiselleştirilmiş bilgilerin çokluğu nedeni ile son derece sıkıntılı bir süreç yaratmaktadır.

•Nöropazarlama faaliyetlerinin ayrı bir maliyet ortaya çıkarması, işletmelerin yeni bir bütçe yükünden uzak durmaya çalışmasına neden olmaktadır.

•Nöropazarlama ile ilgili elde edilen bilgilerin, tam anlamıyla bireylerin görüşlerini yansıttığı konusu halen net ve tam olarak ispatlanamamıştır.

•Pazarlama alanında nöropsikolojik tekniklerden yararlanılmasının geçmişi çok uzun değildir ve pazarlama alanında, bu konuda yetkin kişi sayısı son derece azdır.

•Bireysel olarak tüketicilerin belki de tek tek değerlendirmeye tabi tutulmasının zorunluluğu ortaya çıkması nedeni ile işletmeler, bu sürecin uzamasından endişe etmektedirler.

•Nöropazarlama ile birlikte tüketicilere dair kesin bilgiler elde edildiği düşünülse de dönemsel olarak anlık tercih değişikliklerin, bu testlerin en baştan yapılmasını zorunlu hale getirmektedir.

Sıralanan unsurlara bakıldığında, nöropazarlamanın uğraşı ve detaycılık gerektiren bir faaliyet olduğunu fark etmek mümkündür. Özellikle de maliyet açısından ortaya çıkan tablo, işletmelerin, klasik pazarlama tekniklerini, nöropazarlama tekniklerine tercih etmelerine sebebiyet verdiğini de göstermektedir.

Öte yandan, nöropazarlamanın dezavantajları arasında, bu alanda yapılacak ve işletmelere de faydası olacak çalışmaların ortaya çıkarılması adına, gönüllü olarak süreçlere katılacak ya da çeşitli sebepler ile araştırmalara katkı sağlayacak türden bireylerin bulunması da yer almaktadır.

Her ne kadar bilim dünyası ve işletmeler için bu tür araştırmaların ortaya koyacağı veriler ve bilgiler son derece yararlı olsa da sürecin içerisine dahil olma konusunda isteksiz olan bireylerin varlığı ve araştırmaların hep, belirli bir eksende değerlendirilmesi, nöropazarlamaya dair teorik fikirlerin pratiğe uygulanması konusunda bir engel teşkil etmektedir (Köylüoğlu, 2016, s. 98).

Bir başka değerlendirmeye tabi tutulması gereken konu, nöropazarlamanın tanıtımı konusunda yaşanan sorunlardır. Buna göre tüketiciler gerek bireysel olarak edindikleri bilgiler gerekse de çevrelerinden edindikleri bilgilere istinaden, nöropazarlamanın bir beyin yıkama yöntemi olduğu düşüncesine kapılmaktadırlar.

Bu tür bir endişe, bireylerin, nöropazarlamanın kendileri için bir yararı olacaksa da bu konuya dair bilgilere kulak tıkamalarına ve buna istinaden de işletmeler ve markalar ile aralarına mesafe koymalarına sebebiyet vermektedir (Tapıklama, 2017, s. 78). Bir başka deyişle nöropazarlamanın uygulamalarının hedeflerinin tüketiciler nezdinde yaratmış olduğu etki ve bu faaliyetlerin doğru şekilde tanıtılamaması, nöropazarlamanın doğru şekilde anlaşılmasının önüne geçmektedir.

KAYNAKÇA

Akın, M. S. ve Sütütemiz, N. (2014). “Nöropazarlama ve Uygulamacıların Perspektifinden Etik Yönü”, Uluslararası İşletme ve Yönetim Dergisi, cilt 2, sayı 1, ss. 67-83.

Aytekin, P. ve Kahraman, A. (2014). “Pazarlamada Yeni Bir Araştırma Yaklaşımı: Nöropazarlama”, Journal of Management, Marketing&Logistics – JMML, cilt 1, sayı 1, ss. 48-62.

Babuş, L. (2019). “Demografik Özelliklere ve Karar Verme Tarzlarına Göre Tüketicilerin Nöropazarlamaya Bakış Açısı”, (Yüksek Lisans Tezi), Sosyal Bilimler Enstitüsü, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi.

Ceylan, K. E. ve Akıllıbaş, E. (2019). “Nöropazarlama Perspektifinden Tüketici Beynine Yapılan Yolculuk. Yönetim”, Ekonomi ve Pazarlama Araştırmaları Dergisi, cilt 3, sayı 2, ss. 43-58.

Çakaröz, K. M. (2018). “Hızlı Tüketim Mallarında Duyusal Markalama Uyaranlarını Algılama Düzeyi Farklılıkları ile Yeniden Satın Alma Kararı Arasındaki İlişkinin Nörogörüntüleme Teknikleriyle İncelenmesi”, (Yüksek Lisans Tezi), Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hitit Üniversitesi.

Çubuk, F. (2012). “Pazarlamada uygulamaya yönelik yeni bir yaklaşım: Nöropazarlama”, (Yüksek Lisans Tezi), Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kadir Has Üniversitesi.

Erdemir, A. S. (2015). “Neuromarketing in Turkey: Optimization Strategies for Establishing Emotional Appeal and Heightening Advertising Effectiveness”, International Organization for Research and Development, sayı 9, ss. 1-14.

Fugate, L. D. (2007). “Neuromarketing: A Layman’s Look At Neuroscience And Its Potential Application To Marketing Practice”, Journal of Consumer Marketing, vol 7, no 24, ss. 385–394.

Girişken, Y. (2015). Gerçeği Algıla, İstanbul, Beta Yayınları, 2. Baskı.

Köylüoğlu, A. S. (2016). “Nöropazarlama Davranışsal Deneylerle Reklamın Üzerindeki Etkisinin Araştırılması”, (Doktora Tezi), Sosyal Bilimler Enstitüsü, Selçuk Üniversitesi.

Krajınovıć, A., Sıkırıć D. and Jašıć D. (2012). Neuromarketing and Customers’ Free Will. Management International Conference – Management Transformation with Creativity, 13th International Conference. University of Primorska – Faculty of Management & Corvinus University of Budapest, Koper & Budapest, 1143-1163.

Lee, N. B., Amanda, J. & Chamberlain, L. (2007). “What is ‘Neuromarketing? A Discussion and Agenda for Future Research”, International Journal of Psychophysiology, no 63, ss. 199-204.

Mcclure, S. M. et al. (2004). “Neural Correlates of Behavioral Preference for Culturally Familiar Drinks”, Neuron, vol 44, no 2, ss. 379-387.

Turner, H. (2013). Mobil Pazarlama, Çev. Başak Gündüz, İstanbul, Optimist.

Yamamoto, G. T. ve Şekeroğlu, Ö. K. (2014). Sosyal Medya ve Blog, İstanbul, Kriter Yayınevi.

Özdoğan, F. B., Tolon, M. ve Eser, Z. (2008). “Nöropazarlama Üzerine Kavramsal Bir Çalışma”, Üçüncü Sektör Kooperatifçilik, cilt 43, sayı (3), ss. 58-72.

Solmaz, I. (2014). “Nöropazarlama Faaliyetlerinde Bilinçaltı Reklamcılık ve Tüketici Algısı Üzerindeki Etkisi”, (Yüksek Lisans Tezi), Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gediz Üniversitesi.

Tapıklama, A. (2017). “Pazarlamada Yeni Bir Yaklaşım: Nöropazarlama”, (Yüksek Lisans Tezi), Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çağ Üniversitesi.

Ustaahmetoğlu, E. (2015). “Nöropazarlama Üzerine Bir Değerlendirme”, Business & Management Studies: An International Journal, vol 3, no 2, ss. 154-168.

Varan, D. et al. (2015). “How Reliable are Neuromarketers’ Measures of Advertising Effectiveness?”, Journal of Advertising Research, vol 55, no 2, ss. 176-191.

Yücel, N. ve Çubuk, F. (2014). “Nöropazarlama Penceresinden Marka Değeri”, International Journal of Social Science, cilt 1, sayı 25, ss. 221-233.

Koçluk Merkezi ICF’in en üst Program onayı olan ACTP (AccreditedCoaching Training Program)  program sağlayıcısıdır.

Bize Ulaşın