Psikolojik Sermaye Nedir? Neden Önemlidir?

Bazı insanların önlerine ne çıkarsa çıksın her zaman ilerlemeyi başardığını hiç fark ettiniz mi? Bunun nedeni muhtemelen yüksek derecede psikolojik sermayeye sahip olmalarıdır.

Eminiz daha önce “beşerî sermaye” terimini duymuşsunuzdur. Bir kuruluş içindeki insan kaynaklarını ifade eder – yani çalışanların becerileri, bilgileri ve yetenekleri. Diğer yandan, muhtemelen psikolojik sermaye daha az duyulan bir ifadedir. Ancak çalışan performansı ve refahı için önemli olduğu pek çok farklı araştırmada ortaya konulmuştur olduğundan esasında çok önemli bir kavramdır.

Psikolojik sermaye, bir kişinin işteki performansını ve başarısını artırmaya yardımcı olmak için kullanabileceği bir dizi kaynağı ifade eder ve pozitif örgütsel psikoloji ve davranış üzerine yapılan akademik araştırmalarda, işletme yönetimlerinde, günlük yaşam aktivitelerinde performans ve refah artışını tesis etmek noktasında gerçekten önemli ve başlı başına merkezi bir konudur.

Psikolojik Sermaye Nedir?

Psikolojik sermaye kavramı ilk olarak 2000’li yıllarda pozitif psikoloji hareketi içinde geliştirilmiş olan bir kavramdır. Lincoln-Nebraska Üniversitesi’ndeki Gallup Liderlik Enstitüsü’nden Yönetim profesörü Fred Luthans ve meslektaşları tarafından yapılan çalışmalara dayalı olarak ortaya çıkmıştır. Luthans 2006 tarihli “Psikolojik Sermaye” adlı kitabında bunu “bireyin olumlu psikolojik gelişim durumu” olarak tanımlamıştır.

Genel anlamıyla psikolojik sermaye, bireyin zorlu durumlarla başa çıkma ve bunlara yanıt verme psikolojik kapasitesi olarak tanımlanır. Başarıya götüren performansı artırmaya yardımcı olabilecek bireysel kaynakların bir koleksiyonunu ifade eder. Zihinsel kaynaklarımızı ve onların zor durumların üstesinden gelmemize yardımcı olma yeteneklerini ifade eder.

Bu kavram bir özellikten ziyade bir durumdur. Özellikler (örneğin kişilik), bir bireyin tutumlarının ve davranışlarının önemli yönlerini oluşturabilirken, zaman içinde sabittirler ve kolayca değiştirilemezler. Psikolojik sermaye ise zamanla değişebilir, geliştirilebilir bir özellik taşır.

Psikolojik Sermaye
Psikolojik Sermaye

Psikolojik Sermayenin 4 Bileşeni

Psikolojik sermaye öz yeterlik, iyimserlik, umut ve dirençlilik olmak üzere dört farklı bileşen içerir. Dolayısıyla bunların her birinin yüksek olması, psikolojik sermayenin yüksek olmasına işaret eder. Diğer bir ifade ile her bileşenin kendine has özellikleri ve müdahaleleri olsa da, bu kavram kavramı, parçalarının toplamından daha büyüktür. Diğer taraftan, bir bileşeni geliştirmek, diğerlerini de destekleme eğilimindedir. Bu açıdan ele alındığında aslında her bir bileşenin geliştirilmesi kendi içinde önemliyken, her birindeki gelişme toplamda psikolojik sermayeyi geliştirecektir. Söz edilen 4 bileşeni kısaca şu şekilde açıklamak mümkündür:

Öz-yeterlilik

Öz yeterlilik, psikolojik sermayenin önemli bir parçasıdır. Bir kişinin sonuçları kontrol etme ve zorlu zorlukların üstesinden gelme becerilerine olan güvenini ifade eder. Başka bir deyişle, öz yeterliliği yüksek olan biri, başına gelenleri kontrol edebileceğine inanır. Bu insanlar önlerine çıkan her türlü zorluğu yenebileceklerini bilirler. Bu tür kişiler büyük hedeflerden çekinmezler ve onları gerçekleştirmek için motive olurlar. Başarısızlıklar cesaretlerini kırmaz ve bunu düzeltecek kontrole sahip olduklarına inanırlar. Basitçe söylemek gerekirse, öz yeterliliği yüksek olanlar kendilerine inanırlar.

İyimserlik

İyimserlik muhtemelen aşina olduğunuz bir kelimedir. Kavramsal olarak iyimserlik, bir kişinin olumlu sonuçlar beklentisi anlamına gelir. İyimserlik, şimdi ve gelecekte başarılı olma konusunda olumlu bir atıf yapmak anlamını taşır. İyimserlik genellikle diğer üç unsurun bir yan ürünü olarak gelişir: eğer umutlu iseniz, dayanıklı iseniz ve kendinize güveniyorsanız, doğal olarak daha iyimser olabilirsiniz. Ancak yine de bu özellik üzerinde çalışmaya ve geliştirilmeye açıktır.

Basitçe, iyimserliği yüksek olan kişiler her şeyin iyi biteceğine yönelik bir inanca sahip olurlar. İyimser insanlar,  hedefleri doğrultusunda çalışmaya ve sorunlarla hemen ilgilenmeye motive olurlar. Öz yeterliliğe benzer şekilde, iyimser insanlar işler zorlaştığında bile işlerin iyi gideceğine inanırlar. İyimser insanlar sonunda her şeyin yoluna gireceğini düşünürler.

Umut

Umutlu düşünce, kişinin arzulanan hedeflere giden yolları bulabileceği ve bu yolları kullanmak için motive olabileceği inancını yansıtır. Umut, olumlu duygulara (istenen hedeflere ulaşma beklentisi) yol açan irade gücü (amaca yönelik kararlılık) ve yol gücü (hedeflere ulaşmanın yollarını planlama) bulmaya motive eden bilişsel bir süreçtir.

Umudu yüksek olan insanlar, düşük umudu olanlara göre amaçlarına ulaşmak için daha fazla çaba harcarlar. İlk deneme işe yaramadığında hedeflerine ulaşmak için alternatif yollar bulurlar. Başka bir deyişle, umutlu olanlar hedeflerine ulaşmak için çok çalışırlar ve yaptıkları işe yaramazsa uyum sağlarlar.

Psikolojik dayanıklılık

Hepimiz hayatta zorluk ve reddedilme yaşarız, bunlar günlük hayatın birer gerçeğidir ve doğaldır. Ancak bizi başarılı yapan ve olaylar karşısında dirayetli, sıkı duruşumuzu destekleyen şey ne sıklıkla reddedildiğimizle değil, ne sıklıkla geri dönüp bir kez daha denediğimizle tanımlanır. Bu bakımdan özünde psikolojik dayanıklılık “düşmeyi öğrenmek” ve düştükten sonra geri kalkabilmek ile ilgilidir.

Zorluklardan, risklerden ve başarısızlıklardan sağ salim çıkabilme ve normal hayata aynı şekilde geri dönebilme yeteneğidir. Bu konuda dirençli olan insanlar, değişen, zorluk içeren ve stresli durumlara etkili bir şekilde uyum sağlayabilir.

Olumsuz deneyimler ve etraflarında meydana gelen değişiklikler üzerinde çalışmakta genel olarak iyidirler. Çoğu insan, zor bir durumdan döndüklerini gördükten sonra bu tür insanları “güçlü” olarak tanımlar. Pek çok insanın benzer bir durumda nasıl kötü etkileneceğini düşünüp, bu güçlü kişinin nasıl bunu atlatıp yoluna devam ettiğine saygıyla ve imrenerek bakarlar.

Görüldüğü gibi, psikolojik sermayeye dahil olan dört kaynak birlikte iyi çalışır. Bu nedenle, dört bileşen, dört alanın tümü dikkate alındığında potansiyelini en üst düzeye çıkaran daha üst düzey bir yapı oluşturur. Çalışanlarda ve danışanlarda umut, etkinlik, dayanıklılık ve iyimserlik alanlarından birinin bile geliştirilmesi, diğer unsurlar üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.

Psikolojik sermayesi yüksek kişiler, geleceklerini kontrol edebileceklerine ve sonunda her şeyin yoluna gireceğine inanırlar. Hedeflerine ulaşmak, zorluklara ve değişime uyum sağlamak için çok çalışırlar.

Başarısızlıkla karşılaştıklarında hızla geri dönerler ve tekrar başarısız olmayacaklarından emin olmak için yaklaşımlarını değiştirirler. Daha umutlu, etkili, dirençli ve iyimser olursak, dinamik bir organizasyonel veya zorlu kişisel ortamda fırtınayı savuşturma olasılığımız daha yüksektir. Bu nedenle, psikolojik sermaye kavramı koçlar ve liderler için eşit derecede önemlidir.

Psikolojik Sermaye
Psikolojik Sermaye

Psikolojik Sermayenin Faydaları

Psikolojik sermaye, bir kişinin refahı, memnuniyeti, bağlılığı ve mutluluğu ile yakından ilgilidir. Hem işverenler hem de çalışanlar sermayeden yararlanır. Psikolojik sermayesi yüksek olan çalışanlar, diğer çalışanlardan daha iyi performans gösterirler. Araştırmalarda ortaya çıkan bu bulgu, örgütlerin çalışanların sermayesini geliştirmeye yardımcı olması gerektiğini gösterir. Hâlâ yapılacak araştırmalar olsa da yönetici desteğinin ve şirket kültürünün bunu artırabileceğini biliyoruz. Şirketler pozitif bir kültüre sahip olduklarından emin olurlarsa ve yöneticiler destekleyici olursa, çalışanlar daha yüksek psikolojik sermayeye sahip olacak ve dolayısıyla daha iyi performans göstereceklerdir.

Yüksek performansa ek olarak, yüksek psikolojik sermayeye sahip çalışanlar aynı zamanda daha yüksek düzeylerde iyi oluşa, yani refaha sahip olurlar. Bu konuda yapılan araştırmalar psikolojik sermayenin zaman içinde refahı etkilediğini bulmuşlardır. Yüksek sermayeye sahip olabilirseniz, bu uzun vadede daha iyi durumda olacağınıza işaret eder.

Psikolojik Sermaye ve Koçluk Desteği

Psikolojik sermaye, engellerin üstesinden gelmemize, stresi azaltmamıza ve iş tatminimizi artırmamıza yardımcı olmak için hepimizin geliştirebileceği bir şeydir. Bunun stresi ve olumsuz duyguları azalttığını gösteren birçok araştırma vardır. Bir yönetici olarak psikolojik sermayeye odaklanmak, organizasyonunuzu daha iyiye doğru dönüştürme potansiyeline sahiptir – ekibinizin performansını ve refahını artırır.

İyi haber şu ki, bu pozitif-psikolojik durumlar gelişime açıktır. Gerekli destek olursa geliştirebileceğiniz bir şeydir. Bu bakımdan psikolojik sermayenin güçlendirilmesi noktasında bir koçun veya mentorun önemli bir katkısı olabilir. Bu destek, sermayenin oluşturulmasında önemli bir rol oynayabilir.

Kendini sınırlayan inançlar üzerinde çalışmak, bireysel yetenekler hakkında daha olumlu ve iyimser bir bakış açısını teşvik edebilir. Mentorlar ve koçlar, bilişsel-davranışçı koçluktan yararlanarak bireylerin güvenlerini, umutlarını, iyimserliklerini ve dayanıklılıklarını artırmak için düşüncelerini yeniden çerçevelendirmelerine yardımcı olabilir. Örneğin, bir sunumdan önce titremek gibi fizyolojik tepkiler, heyecan gibi yardımcı enerji olarak yeniden çerçevelendirilebilir. Bu, güvenlerini daha fazla sarsmak yerine başarılı olmalarını destekleyecektir. Doğru entelektüel ve duygusal araçlar setiyle bireyler, başarısızlık korkusu olmadan zorlukları kucaklamak için güçlendirilir.

İşyerinde kahramanlar yaratmak, psikolojik sermayenin farkındalığı ve bunun nasıl geliştirileceği ile başlar. Doğru entelektüel ve duygusal araçlar, yüksek performanslı iş uygulamaları ve liderlikle, işverenler ilerlemeyi ve getirilerini ölçebilir ve bunlardan yararlanabilir.

Koçluk Merkezi ICF’in en üst Program onayı olan ACTP (AccreditedCoaching Training Program)  program sağlayıcısıdır.

Bize Ulaşın