Entelektüel Sermaye – 1

Entelektüel Sermaye Kavramı

İşletmeler için sermaye kavramı çoğunlukla maddi unsurlar ile değerlendirilmektedir. Uzun yıllar boyunca da işletmelerin sermaye açısından değerlendirdikleri unsurlar çalışanları, ürünleri/hizmetleri, mali kapasite ve işletmenin sahip olduğu araç-gereçler şeklinde değerlendirilmiştir. Fakat giderek modernleşen iş dünyası açısından sermaye, artık entelektüel bir açıdan da ele alınmaktadır. Entelektüel sermaye, bir işletmenin, sahip olduğu tüm maddi unsurların dışında, bilgiye ve yeteneğe dayalı olarak sahip olduğu çalışan kapasitesinin oluşturduğu sermaye olarak ele alınmaktadır (Argüden, 2005, s. 9).

Genel olarak entelektüel sermaye, kavramsal bazda, entelektüel mülkiyet, AR-GE, inovasyon, bilgi, iletişim vb. soyut gibi gözüken, ancak işletmelerin karlılığına ve rekabette daha iyi bir konumda olmalarına imkân sağlayan unsurları kapsamaktadır. Entelektüel sermaye kavramı ile birlikte işletmelerin, ellerindeki soyut sermaye unsurlarını, somut birer çıktıya ve gelir getiren birer unsura dönüştürmeleri mümkün olmaktadır. Yatırımcılar açısından entelektüel sermaye, çalışanların kapasitesinin, öncelikle fikir, daha sonrasında da nakit akışına dönüşmesine imkân sunan fikirlerin bütünü olarak görülmektedir (Hobikoğlu, 2011, s. 87-88).

Entelektüel Sermaye
Entelektüel Sermaye

1990’lı yıllar itibari ile büyük önem kazanan entelektüel sermaye kavramı, işletmelerin rekabet avantajı algısını köklü şekilde değiştirmiş olan bir unsurdur. Geçmiş yıllarda, malzemelere yapılan yatırım bir sermaye olarak algılanırken, entelektüel sermaye ile birlikte artık insana yapılan yatırım, gerçek anlamda bir yatırım ve sermaye algısı yaratmıştır. Böylelikle de rekabette, daha güçlü finansal yapısı olan işletmelerden ziyade, daha nitelikli çalışan yapısı bulunan işletmeler ön plana çıkmaya başlamıştır (Özçelik, 2009, s. 59). Bu görüntüde, Sanayi Devrimi ile birlikte makinaların, insanların yerini aldığına yönelik düşünce yerini, zihinsel kapasitesi yüksek insanların aldığını ve artık makinaların üzerindeki hakimiyetinin daha güçlü olduğunu anlamak mümkündür.

Konuyu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomisine olan katkısı bazında ele alan OECD, entelektüel sermaye kavramını bireysel ve organizasyonel anlamdaki kapasitenin ekonomiye yansıyan değeri olarak ele almaktadır. Kavramın içerisinde organizasyonel anlamdaki entelektüel sermaye, işletmenin paydaşlarının tamamının nitelikli bir şekilde çalışmasına imkân sağlarken, bireysel anlamdaki entelektüel sermaye, bireylerin kendileri ve işletmeleri açısından sağlayacakları zihinsel katkının finansal getiriye dönüşmesini ifade etmektedir (Karacan, 2004, s. 181). OECD’nin yaklaşımı, entelektüel sermayenin, işletmeler açısından çok yönlü etkisi olan bir kavram şeklinde ele alındığını göstermektedir. Buna göre entelektüel sermaye hem bireyin hem de işletmenin genel olarak gelişimine yardımcı olurken, bu yardım, zaman içerisinde, gerçek anlamda bir karlılık olarak geri dönüşüm sağlamaktadır.

KAYNAKÇA

Argüden, Y. (2005). Entelektüel Sermaye. İstanbul: AR-GE Danışmanlık.

Özçelik, T. (2009). Kurumsallaşmanın Yükselen Değeri Olarak Entelektüel Sermaye. İzmir: Işık Yayıncılık.

Hobikoğlu, E. H. (2011). Entelektüel Sermayenin Önemi, Sınıflandırılması ve Ölçme Yöntemleri: Kuramsal Bir Çerçeve. Sosyal Bilimler Dergisi, (1), 86-99.

Karacan, S. (2004). Entelektüel Sermaye ve Yönetimi. İSMMMO Mali Çözüm Dergisi, (69), 177-199.

ICF Onaylı Sertifika programlarımız ile ilgili daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.

Koçluk Merkezi ICF’in en üst Program onayı olan ACTP (AccreditedCoaching Training Program)  program sağlayıcısıdır.

Bize Ulaşın