Covid-19 Pandemisinden Çıkarılan Dersler: Bazı İşletmeler Nasıl Başarılı Oldular?

Covid-19 salgını ve yeni varyantları belki de zamanımızın en eşi görülmemiş olayı oldu. Herkes enfekte olmamış olsa da dünya üzerindeki her insanın öyle veya böyle bir biçimde etkilendiğini söylemek yanlış olmaz.

Covid-19 krizinin dünya çapındaki işletmelere ve pazarlara ilk kez yayılmasından bu yana geçen bir yılı geride bırakırken, rekabet ortamının önemli ölçüde yeniden şekillendirildiği çok açık. Pek çok sektörde yeni kazananlar ve yeni kaybedenler ortaya çıktı. Bu işletmelerin arasındaki fark genellikle pandemiye verdikleri tepkiler ve yarattığı yeni ihtiyaçlarla açıklanabilir. Ancak, önemli bir gerçek, pandemi döneminde tüketicilerin yeni ihtiyaçları ve öncelikleri (örneğin dezenfektanlar, hijyenik ürünler, temel gıdalar) haricinde kalan -ki bu türden ürünlere özellikle başlangıçta yoğun bir talep olduğu bir gerçektir- işletmelerin de bu süreci başarılı bir biçimde yönetip yollarına devam ettiklerini, hatta ivme kazandıklarını söylemek mümkündür.

Covid-19 pandemisi
Covid-19 pandemisi

Covid-19 Pandemisi Koşullarında İşletmeler

İçinde bulunduğumuz ve tüm dünyayı adeta esiri altına alan Covid-19 pandemisi, bazı sektörleri diğerlerinden çok daha sert ve derinden vurdu. Örneğin otomotiv, giyim-moda ve lüks tüketim sektörleri, 2020 yılında bir önceki yıla göre %10 ila %15 arasında gelir düşüşü gördü. Petrol ve gaz şirketleri %20’den fazla daha büyük düşüşler gördü. Seyahat, konaklama ve turizm işletmeleri, gelirlerinin yaklaşık %50’lik bir dilimini kaybettiler. Yine de, en çok etkilenen sektörler ve bölgelerde bile bazı işletmeler rekabette daha iyi performans göstermeyi başardı.

Bu süreçte pandemi, yöneticilerin çalışmanın “doğru” yolu hakkındaki varsayımlarını test etti ve eski alışkanlıkları, stratejileri, süreçleri doğrultusunda işletmelerini bu yeni beklenmedik ve belirsizlik içeren koşullar ile daha uyumlu bir şekilde dönüştürmeye zorladı. Bazı işletmeler pandemi sırasında ciddi operasyonel değişiklikler uygulayarak başarılı olurken, diğerleri iş modellerini değiştirerek veya teknolojiyi benimsemeye gayret göstererek ilerleme kaydetti.

Elbette bir biçimde dünyanın her yerinde farklı alanlarda faaliyet gösteren işletmeler COVID-19 koşullarından etkilendi. Bu pandemi nedeniyle çoğu işletmenin süreçleri aşırı kesintilerle karşı karşıya kaldı. Ancak bir alt grup daha da büyük bir zorlukla karşı karşıya kaldı: halihazırda hayatta kalma mücadelesi vermeyi sürdüren işletmeler. Bu işletmeler, pandemiden önce de koşullarla mücadele ediyorlar ve ayakta kalmaya gayret gösteriyorlardı. Bu işletmelerin çoğu için salgın ölümcül bir darbe olabilirdi, ancak sadece hayatta kalmayı değil aynı zamanda gelişmeyi de başaran bazıları oldu.

Bu dönemde ayakta kalmayı başarabilen, hatta bunu bir fırsata çevirip büyüme kaydedebilen işletmeler, pandemi vurduğunda dönüşüm planlarını rafa kaldırmamış olan, hatta bunun yerine yeni koşullara uyarlamış olanlardır. Başarılı olan bu işletmeler, pandemi koşullarında pes etmek yerine, çabalarını iki katına çıkardılar ve pandemiyi dönüşümü hızlandırmak, dijital yetenekler oluşturmak ve yeni çalışma yöntemlerini geliştirmek ve tanıtmak için bir fırsat olarak gördüler. Artık kriz hafiflemeye başladığına göre, bu işletmelerin çabaları meyvelerini veriyor, daha etkin bir şekilde rekabet etmelerine yardımcı oluyor ve gelecekteki herhangi bir krize karşı dayanıklılıklarını artırıyor.

Covid-19 pandemisi
Covid-19 pandemisi

COVID-19 sırasında başarılı işletmeleri diğerlerinden ayıran özellikler nelerdi?

Koronavirüs pandemisi süreci içerisinde büyüyen ve gelişen işletmeler, dönüşüm için kendilerine stratejik bir yol haritası belirlediler. Değişime açık, strateji ve liderliğin bu dönüşümü sürdürmenin anahtarı olduğunu ve işe alım, kilit yeteneklerin geliştirilmesi, dijitalleşme, yeniliklere uyum yeteneği ve çevikliğin bunu sağlamak için kilit unsurlar olduğunu anladılar.

Pandemi sırasında başarı yakalayan birçok işletme, koşullardaki değişikliklere hızlı tepki verdi, uyum sağlayabildi veya değişikliklerle başa çıkmak için halihazırda uygun süreç ve prosedürlere sahiptiler. Bir biçimde pandemi koşullarına ayak uydurmak konusunda başarılı olan işletmeler, bunu avantaja bile çevirebildiler. İşte COVID-19 sırasında başarılı olan işletmelerin paylaştığı bazı özellikler:

Yenilikçilik

Pandemi, birçok işletmeye uzun vadede daha başarılı olmalarına yardımcı olacak yeni şeyler deneme fırsatı verdi. Pandemi eğlence mekanlarını, sinemaları, restoranları, okulları ve üniversiteleri kapanmaya zorlarken, paket servislere doğru ise büyük oranda bir kayma oldu. Organizasyonel süreçlerini ve pazarlama uygulamalarını bu doğrultuda hızla adapte eden ve yeni koşullara uyarlayan işletmeler, bu alanda çok büyük bir ivme yakaladılar.

Esneklik

Pandemi başladığında, değişikliklere ayak uydurabilen işletmeler kapılarını açık tutmada en başarılı olanlar oldu. Restoranlar temassız teslim alma seçenekleri sunabildi ve marketler daha fazla teslimat ve eve alışveriş seçeneği yarattı. Birçok işletme, çalışanların maruziyetini azaltmak için alternatif vardiyalarda çalışmasını sağlayarak personel protokollerini değiştirdi. Birçok iş modeli uzaktan çalışma, video konferanslar gibi dijital ortama uyum sağlayan daha esnek çalışma koşulları sağladı.

İyi iletişim

Tüketici tabanına ve çalışanlarına karşı şeffaf olmak, işletme sahipleri için çok önemlidir. Uygun hijyen alışkanlıklarını iletmek, temas takibine ayak uydurmak ve eğitim protokollerini yükseltmek, başarılı işletmelerin çalışanlarıyla etkili bir şekilde iletişim kurabilmesinin birkaç yolu oldu. Buna ek olarak, fiziksel mekanda faaliyet gösteren iş yerlerindeki değişiklikleri saatler içinde müşterilere bildirmek veya müşterilerin güvenliğini sağlamaya yardımcı olmak için işletme içinde yapacakları değişiklikler hakkında bilgilendirici broşürler oluşturmak topluluk içinde güven ve uyum ortamı yarattı. Bu bağlamda iyi iletişim kuran işletmeler, müşterileriyle bağlarını güçlendirdi.

Covid-19 pandemisi
Covid-19 pandemisi

Sosyal sorumluluk

 Sosyal sorumluluk, bir bütün olarak toplumun yararına hareket etmek anlamına gelir. Normalde sosyal sorumluluk, hayırseverlik çalışmaları veya çevresel problemlerle ilgilenmek, çevreyi desteklemekle ilişkilidir. Mevcut pandemi sırasında bu sosyal sorumluk, uygun hijyen prosedürlerine ve hijyen çabalarına hizmet etmek bağlamında bir sosyal sorumluluk olarak karşımıza çıktı. Bu anlayış çerçevesinde müşterilerin bulundukları yerde kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlamak için işletmeler genelinde uygun sosyal mesafenin uygulanması, sık el yıkama ve dezenfekte istasyonlarının uygulanması da dahil olmak üzere yönergelerine uygun güvenli bir ortam oluşturmak avanta sağladı. Bu bakımdan özenli olan işletmeler, müşterilerine önem verdiğini göstererek onları değerli ve güvende hissettirdi ve müşteriler tarafından itibar gördü.

Beceriklilik

 Birden fazla gelir kaynağına ve işlerini sürdürmek için ihtiyaç duyulan kritik öğelere güvenebilen işletmeler, pandemi sırasında başarılı olabildiler. Rasyonel işletme sahipleri, panik yapmak veya uzun vadede işletmeye yardımcı olmayacak hızlı, kısa vadeli kararlar almak yerine, mevcut kaynaklarından nasıl yararlanacaklarına ve mevcut ortamda yeteneklerini nasıl ayarlayacaklarına ilişkin stratejik düşünerek ve stratejik kararlar alarak avanta elde etti.

Yaratıcılık

 Her işletmenin yaratıcı olması ve müşteri sorunlarına yeni çözümler bulması gerekir. Pandemi, yenilikçi, ileri görüşlü girişimcilere bu yaratıcılığı kullanma şansı verdi. Alışılmışın dışında düşünen ve işlerinin yürütülme şeklini yeniden tasarlayan işletmeler – örneğin yüz yüze deneyimleri çevrimiçi hale getirenler gibi – müşterilere yeni yollarla ulaşmaya ve onlarla etkileşime geçmeye devam edebildiler.

Empati

 Pandemi, çoğu insanı günlük yaşamlarında bilinmeyenlerle, risklerle, güvensizliklerle ve tehlikelerle karşı karşıya bıraktı. Bu, hastalanma, işini kaybetme veya hasta aile üyelerine bakma konusunda endişe duyabilecek tüketiciler ve çalışanlar arasında artan strese neden oldu. Bu sorunları anlamak ve müşterilerine empatiyle yanıt vermek, onları anlamak, iletişimi samimi tutmak, işletme sahiplerinin pandemi boyunca çalışanları ve müşterileri elde tutmasına yardımcı oldu.

Müşteriye odaklanma

Pandemi dönemi, özellikle küçük ölçekli işletmeler için müşterileriyle bağlarını güçlendirme fırsatı sundur. Aslında küçük işletmeler, büyük işletmelere kıyasla nadiren herhangi bir avantaja sahiptir; çoğu zaman dev şirketler her yönden avantajı elinde bulundurur. Ancak, küçük işletmelerin büyük şirketlerden çok daha iyi yapabilecekleri şey, müşteriye odaklanmaktır. Kurumsal bir yapının bürokrasisi olmadan, küçük işletmeler müşterileriyle benzersiz ve anlamlı bir şekilde başarılı bir şekilde etkileşim kurabilir. Bu kişiselleştirme, Covid-19 pandemisinin ardından küçük işletmelerin hayatta kalmasının merkezinde yer alıyor.

Performansa bütünsel bir yaklaşım

 Elbette anlaşılır şekilde kriz dönemlerinde dönüşüm geçiren çoğu işletme, maliyetleri düşürmeye çalışır. Bir likidite sıkışıklığıyla karşı karşıya kaldıklarında, nakit tasarrufu sağlamak amacıyla gerekli olmayan ve çalışanlarla ilgili kalemlere, Ar-Ge’ye ve sermaye harcamalarına yapılan harcamaları azaltırlar. Bununla birlikte, çoğu başarılı kuruluş, maliyet düşürmenin ötesinde, aynı anda fiyatlandırma, kaynakları en çok satan ürün ve hizmetlere odaklama ve satış gücünü harekete geçirme gibi alanlarda geliri artırmak için hızlı önlemler almayı düşünür. Bunu yaparken, bu işletmeler daha umut verici bir gelecek yaratarak, çalışanlardan ve yatırımcılardan katılım sağlıyor. Maliyetler önemlidir, ancak tek odak noktası olamazlar. Aynı anda birden fazla değer yaratma kaldıracı kullanmak ve durum değiştikçe odağı her birine ayarlamak çok önemlidir.

Çalışanları ilk sıraya koymak

Pandemi ve iş gücü üzerindeki etkisi, yönetim ekiplerine çalışanların bir kriz sırasında optimize edilebilecek bir maliyet kalemi olmadığını hatırlattı. Pandemi sırasında çalışanların refahına ve katılımına öncelik veren şirketler net bir mesaj gönderdi ve çalışan bağlılığı, sadakat oluşturdu. Her işletme elbette bu yaklaşımı benimsemedi, ancak pandemi sürecinde kazanan organizasyonlar arasında bu, açık bir temaydı.

Covid-19 pandemisi
Covid-19 pandemisi

Her zaman dijitale odaklanmak

Teknolojiyi iyi ve hızlı bir şekilde uygulama yeteneği, günümüzün yıkıcı ve değişken iş ortamında hemen tüm işletmeler için önemli bir zorunluluktur. Neredeyse her işletme son on yılda bir dereceye kadar dijitale yatırım yaptı, ancak birçoğunun daha kat etmesi gereken daha çok şey var. Pandemi (ve pandemi sonrası) dünyada, iş dünyasının güncel kalması ihtiyacı vurgulandı. Değişimin hızı hiçbir şekilde yavaşlamadı. Pandemi ve sonrasında daha başarılı bir şekilde gezinen proaktif işletmeler, ticaret ve dijital satış yeteneklerini genişletmeye, otomasyon ve portallar aracılığıyla müşterilerle etkileşime geçmeye, erişimlerini artırmaya ve daha hedefli ve kişisel olmaya çalıştılar. Birçok kuruluşun üretim tesislerini ve perakende satış yerlerini kapatmak zorunda kaldığı ve seyahat kısıtlamalarının satın alma modellerini değiştirdiği ve küresel tedarik zincirlerinin bozulduğu pandemi sırasında, kazanan işletmeler konu olarak e-ticarete, dijital platformlara ve süreç otomasyonuna geçişe öncelik verdiler, gerekli altyapıyı oluşturdular ve dijital yeteneklerini genişlettiler. Bu, dijital mecraların ve yolların ön plana çıktığı pandemi döneminde çok önemli rekabet avantajı sağlayan bir unsur olduç

Çevik kalmak

 Bir krizin sürekli değişen koşulları, liderlik ekiplerini ortaya çıkan eğilimleri hızla belirlemeye, belirsizlik ortamında hızlı kararlar almaya ve -en önemlisi- ne zaman bir karara bağlı kalıp, ne zaman uyum sağlayacaklarına karar vermeye zorluyor. Güçlü liderler cesur adımlar atarak ve organizasyonlarını bir araya getirmek için gerekenleri yaparak ekiplerine önemli bir motivasyon kaynağı oluyor.

COVID-19 pandemisi boyunca, sayısız küçük işletme sahibi, dünya çapında bir pandemiye eşlik eden belirsizliklerle karşı karşıya kaldı (ve hala karşı karşıya geliyor). Özellikle eğlence sektörü, turizm ve konaklama ve restoranlar gibi ağırlıklı olarak hizmete dayalı olam sektörler, pandeminin ortasında en kötü deneyimleri yaşadılar. Pek çok işletme, ekonomi ve tüketici pazarı üzerindeki süregelen etkileri yönlendirmek için mücadele ederken, bazıları bu ortamda gerçekten başarılı oldular ve olmaya devam ediyorlar.

COVID-19 pandemisinde yeni bir varyant veya bu pandemi gibi başka bir salgın ya da beklenmedik kriz ortamları her zaman başka bir iş alanını tetikleme potansiyeline sahiptir ve toplumlar, bu olursa ve ne zaman olursa olsun yanıt vermeye hazır olmalıdır. İçinde bulunduğumuz durum ne olursa olsun, insanlar esneklik göstermeye, yeni durumlara alışmaya, ayak uydurmaya muktedir olmuş ve her zaman koşullara uyum sağlamanın bir yolunu bulmuşlardır. Pek çok sektörün aynı başarıyı görmemesine rağmen bu kadar çok sektörün gelişmesi, bazı özellikler, esneklikler gösteren işletmelerin başarıyla ayakta kalması ve hatta gelişmesi, Covid-19’un getirdiği zorluklarla başa çıkabileceğimiz ve bu gibi kriz durumlarından çok daha güçlü çıkacağımıza dair umut veriyor. Covid-19 sonrası dünyada rekabetçi kalabilmek için işletmelerin dayanıklılık ve çeviklik yolunda ilerlemeleri gerektiğini bize gösteriyor.

Koçluk Merkezi ICF’in en üst Program onayı olan ACTP (AccreditedCoaching Training Program)  program sağlayıcısıdır.

Bize Ulaşın