“Yaşamda her ne yapıyorsak yapalım, hangi meslekle uğraşıyorsak, hangi rolleri üzerimize alıyorsak alalım her şey önce bizim kendimizle ilgilidir. Niyet en önemli kılavuzdur kendimizi tanımak yolunda. Niyet de gayret görürse performansa döner.
Yapmaya niyet etmediğimiz şeyler için ise her daim heybemiz bahaneler, suçlamalar, haklı olma halleriyle doludur. Hep kaynak yoktur, ya da limitlidir!”
Oysa biz istersek her şey mümkün!
- Kendimiz, karakterimiz dediğimiz kişiyi nasıl var ettiğimizi sorgulamadan,
- İnandığımız gerçekleri nereden öğrendiğimizi bilmeden,
- Seçimlerimizi hangi koşullarda yaptığımızı görmeden,
- Bu seçimlerin aslında bizim öz irademizle mi yapılmış olup olmadığını hissetmeden,
- Dayatılan, koşullandırıldığımız seçimleri mi yaşıyor olduğumuzu fark etmeden,
Kendimizle ve ilişkilerimizle tamam olmamız kolay değil.
Kendini bilmeyen, kendini bulmayan, istediği kimliği kendisi gerçekleştirmeyen insan, hayatının her alanında, tüm ilişkilerinde, çoğu zaman fark bile edemeden, bazen fark edip ama kök nedenini bulamadan tatmin olmadığı bir hayatın içinde yaşıyor.
Oysa kendini gerçekleştiren insan için yaşamak büyük keyif, tutku ve özgürlüktür. Ve Özgür insanın isteyip de ulaşamayacağı hiçbir hedef yoktur. Gerçekleştirmek istediği hedefleri sorgular, bulur, düşler, zihninde canlandırır ve bunun için hayatın içine, sahaya iner, aksiyona geçer, kendini adar ve pes etmeden çalışır, sonucu ne olursa olsun performansını sergiler; ya kazandım ya öğrendim diyendir. Kaybeden hiçbir zaman olmaz!
Kendini gerçekleştiren insan esnektir, kaynak hep bulunur, imkansızlıklara değil, olasılıklara odaklı yaşar.
Elbette polyanacılık yapmaz, olumsuzları da görüp kabul eder ama odağını yapabileceklerine çevirir. Değiştirebileceklerine dair harekete geçer, değiştiremeceklerinde teslim olur, kabule geçer ve onlardan da öğrenerek, mutlak bir deneyimle çıkar.
Eğer istersek, sorgularsak, fark edersek, sahiplenirsek hem güçlü yanlarımızı hem gelişime açık yanlarımızı bilip kabul ederek kendimizle uyum içinde ve tatmin bir ilişkide yaşayabiliriz. Kendiyle tatmin olan bütüne de her yaptığıyla ilham olur.
Hiç kimse başardıkları ya da başaramadıklarından dolayı suçlu ya da daha özel değildir, herkes kendi olduğu hali ile biriciktir, tam ve bütündür. Aynı zamanda da herkes her şeyden sorumludur.
Bizler bu dünyada neyi gerçekleştirme göreviyle geldiysek onu bulmalıyız. Aynı zamanda da kendine, insana, doğaya, hayvana, kadına, çocuğa saygı duymalı, insan gibi yaşamalı ve yaşatmalıyız.
ICF PCC Profesyonel Koç Aynur Görmüş
Düşleme Atölyesi