EVRENİN OLUŞUMU

“EVRENİN OLUŞUMU”

EVRENİN OLUŞUMU

BİG BANG

evrenin olusumu

Tarih boyunca bilim adamları evrenin oluşumu ile ilgili çeşitli yorumlar yapmıştır. Peki son bilgilere göre evren ve yaşadığımız dünya nasıl oluşmuştur. Elbetteki hiç kimse kesin ve tam olarak evrenin oluşumu ile ilgili net ve son bilgiyi söylüyor diyemeyiz. Çünkü Einstein’nin dediği gibi Bilimsel gelişimin ilk kuralı her bilgiye ve fikre yargısız bakmaktır. Hiçbir bilgi kesin ve son değildir. En azından kuantum felsefesini benimsemiş birinin düşünmesi ve benimsemesi gereken düşünce biçimi bu olmalıdır. Evrenin oluşumu ile ilgili bilinen en yaygın teori BigBang (Büyük Patlama)  teorisidir. Bilinen bu teoriye göre evren yaklaşık 13 milyar yıl önce büyük patlama ile oluşmuştur.

Büyük Patlamadan önce evrendeki her şey bir atomun çekirdeğinden de küçük bir bölgede toplanmıştı.

Bu fevkalade küçük nokta çok sıcaktı. O kadar büyük bir patlama yaşandı ki bir saniyede bu fevkalade küçük noktadan tüm evrene yayılma gerçekleşti. Büyük Patlama teorisini doğrulayan birçok gerçek vardır. En güçlü kanıt uzayda elde edilen zayıf bir sinyaldir. Bunun Büyük Patlamanın kuvveti ile açığa çıkan enerji olduğu düşünülür.

Varolan her herşey ve hiçbir şeyin tümü olan evren bilim adamları için hala bir sırdır. Neredeyse en hafif iki elementten meydana gelmiştir, bu elementler hidrojen ve helyumdur. Evrende diğer maddelerin varlığı seyrektir. Silikon, karbon ve diğer elementler bulutlar, yıldızlar ve gezegenlerde toplanmıştır. Evren görünen dört kuvvet tarafından bir arada tutulur, bunlardan ikisi çekim kuvveti ve elektromanyetizmadır. Diğer ikisi de güçlü ve zayıf nükleer güçlerdir. Bunlar sadece çok küçük atomların içerisinde çalışarak küçük parçacıkları bir arada tutarlar.

Hiç kimse evrenin gerçekte ne kadar büyük olduğunu, şeklini, nereden geldiğini ve nereye gittiğini bilemez. Evrende daha uzak noktalara varmayı başarırsak belki daha çok bilgi edinebiliriz.

Peki nasıl bulunmuştur BigBang.  1929 yılında Amerikalı Edwin Hubble isimli astronom  yıldızları gözlemlediği dev teleskopuyla yıldızların kızıl renkli bir ışık yaydığını tespit ettimesi ile başlamıştır. . Normal koşullarda bu mümkün olamazdı. Çünkü fizik kurallarına göre biliniyordu ki, yaklaşmakta olan bir yıldızın yaydığı ışık mor renkli olmalıydı, sadece uzaklaşama esnasında kırmızı ışık çıkabilridi . Bu demekteydi ki yıldızlar birbirlerinden uzaklaşıyordu. Üstelik dünyamızdan uzaklaşması dışında, birbirlerinden de uzaklaşıyorlardı. Bu durum evrenin bir balon gibi şiştiğinin göstergesiydi.

Evet Başlangıçta Boşluk vardı ve  Sonsuz olasılıklarla dolup taşıyordu.Bunlardan birisi de Sizisniz.

Neler oluyor ve neden buradayız? “Nereden geliyoruz?”

Şimdi tüm bu soruların ve daha fazlasının cevapları için Kuantum dünyasına giriş yapalım.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Koçluk Merkezi ICF’in en üst Program onayı olan ACTP (AccreditedCoaching Training Program)  program sağlayıcısıdır.

Bize Ulaşın