KUANTUM YAŞAM ATÖLYESİ

KUANTUM YAŞAM ATÖLYESİ

KUANTUM NEDİR? Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden oğlan takılıp düşüyor ve canı yanıp “Ahhhhh” diye bağırıyor. İleride bir dağın tepesinden “Ahhhhh” diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor. Merak ediyor ve “SEN KİMSİN?” diye bağırıyor. Aldığı cevap “sen kimsin?” oluyor. Aldığı cevaba kızıp “sen bir korkaksın” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses “sen bir korkaksın” diye cevap veriyor. Çocuk babasına dönüp “baba ne oluyor böyle?” Diye soruyor, “oğlum” diyor adam, “dinle ve öğren!” Ve dağa dönüp “sana hayranım” diye bağırıyor.

Gelen cevap “sana hayranım!” Oluyor. Baba tekrar bağırıyor, “sen muhteşemsin!” Gelen cevap ; “sen muhteşemsin!” Oğlan çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor. Babası açıklamasını yapıyor, “insanlar buna “yankı” derler, ama aslında bu “yaşam”dır.” “Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. ‘’ Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır.

Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.”

YAŞAM BİZE OLASILIKLAR İÇİNDEN SEÇTİĞİMİZİ SUNAR.

İnsana ayna tutan, toplumsal hayat ve diğer insanlar ile olan ilişkilerdir. İnsanlar kendileri ve diğerleri hakkında bilgi sahibi olabilmek için kendi varlığının özelliklerini, boyutlarını ve sınırlarını kavramaya çalışır. Bu kavrayışta kalıplaşmış düşünceleri geride bırakmamız gerekir. Her bilgiye ve fikre yargısız bakabilmek kuantum felsefesinin ilk adımıdır.

Planck tarafından ileri sürülen kuantum hipotezi, varlığın titreşen birimlerden oluştuğunu ve enerjinin kesikli olarak aktarıldığını savunuyordu. Bu sav o güne kadar kabul görmüş olan süreklilik ve nedensellik ilkelerini sarsan yeni bir paradigma, yeni bir dünya görüşü ve varlık anlayışı oluşturdu.

Kuantum hipotezi zaman içinde ciddi bir fizik kuramına dönüşmüş, varlık bilimi olan ontoloji ile bilgi bilimi olan epistemolojiyi büyük çapta etkilemiştir. Kuantum kuramı bize farklı bir gerçeklik anlayışı sunmakta ve bu gerçek beş duyumuzu aşan temel bir anlayışa yol açmaktadır. Bu anlayış beş duyumuzu aştığı için olanaksız gelme ihtimalini düşündürür.

Fakat söyle bir düşünürsek bize ilkokul sıralarından itibaren hep soyut ve somut kavramları öğretilmiş, beş duyumuzla algılayabildiklerimiz algılayamadıklarımız olarak nitelendirilmiştir. Bu durumda bizler algılayabildiklerimizin gerçekliğine inanarak büyüdük. Kuantum felsefesi bu ayrımı değiştirmeye kuantum fiziğinden başladı. Parçalanamaz denilen atomu parçaladı ve en küçük gözle görülemeyen şeylerle ilgilenerek varlığını kanıtladı.

Kuantum fiziği üzerinde çalışan bilim adamlarının keşfettiği en önemli gerçek, atom altı parçacıklarının tek başlarına hiçbir anlam ifade etmemeleridir. Bu parçacıklar içinde bulundukları ortamdan kesilip ayrılamazlar, o ortam ile sürekli iletişim halindedirler. Sözü edilen ortam boşluktur ve görünmez bir ağ gibi tüm atom altı evreni birbirine bağlar. Atomların hareketi kuantum mekaniğiyle açıklanır. Kuantum dendiğinde hemen akla ”Schrödinger‘ in Kedisi” gelir.

Bu kedi varlığını kapalı bir kutuda gözden ırak sürdürmektedir. Bu kutuya doğrultulmuş bir silah vardır, silahın tetiği bir detektöre bağlıdır. Detektör ışıkla çalışır. Işık detektöre parçacık olarak çarparsa kedicik ölür, dalga olarak çarparsa yaşaya kalır. Olasılık %50 – %50. Bu kutu bir kuantum dünyasıdır. Bu dünyada olaylar siyah-beyaz gelişmez, her şey mümkündür. Kutuyu açıp bakmadığımız sürece kedi ölüm ile yaşamın üst üste bindiği süperpoze bir durumdadır.

Aynı anda hem ölü hem canlıdır. Ölü ya da canlı olma durumlarından birine yerleşmesi için kutunun gözleme açılması gerekir. Gözlem kuantum gerçekliğinin bin bir olasılığını tek bir gerçekliğe indirger. Kuantum dilinde buna ”dalga işlevinin çöküşü” denir. Madde, Dirac Denizi adını verdiğimiz enerji okyanusunun yüzeyinde yer alan ufacık dalgalanmalar ya da çırpıntılardan meydana gelir.

Ancak bizler de bu maddeden oluştuğumuz için, balığın içinde yüzdüğü denizi göremediği gibi, kendisinden meydana geldiğimiz boşluğu göremeyiz.

kocluk merkezi gorsel s 13 900x0 2

Programın İçeriği

  • Kuantum Söyleşi
  • Klasik Fizik’ten Kuantum Fizik’ine
  • 21 Adımla Kuantum
  • Sıçrama İmgeleme İle Yeni Hayat
  • Eft Uygulamasıyla Hayatı Pürüzsüzleştirme
  • Bilinçaltının Gücü
  • Bilinçaltı Cd Uygulamasıyla Hayat Kurma
  • Bilinçaltı Affetme Aynalama Uygulamalarla Yeniden Yaşam
  • İki Bakış Açısı Obje Olarak Düşünceler
  • Boşluk Duygusal Enerji
  • İç Çatışmaların Uyumu
  • Sen Ve Gözlemci
  • Farkındalık

Hemen bizi arayın +90 232 421 70 35 yada E-Posta gönderin info@koclukmerkezi.com

Detaylı bilgi almak için iletişim formunu doldurmanız yeterli!

 

    Koçluk Merkezi ICF’in en üst Program onayı olan ACTP (AccreditedCoaching Training Program)  program sağlayıcısıdır.

    Bize Ulaşın